Yeterince temizlenmemiş veya kimyasaldan zengin havuz suyundan güneş ışınlarına kadar pek çok tehlike enfeksiyon, daha da kötüsü ileriki yaşlarda erken katarakt oluşumu gibi önemli sorunlara yol açabiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özgül Altıntaş, yaz aylarında çocukların göz sağlığı için alınması gereken en önemli korunma yönteminin, güneşin yeryüzüne dik olarak ulaştığı 10: 00-16:00 saatleri arasında gözlerini güneş ışınlarından olabildiğince uzak tutmak olduğuna dikkat çekiyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özgül Altıntaş yaz mevsiminde çocukların göz sağlığını bozan 5 tehlikeyi anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Dış mekanlarda daha fazla zaman geçirilen yaz aylarında çocukların gözlerine; kum, toz, sinek veya ot gibi yabancı cisimler girebiliyor. Bazen kendi kirpikleri de gözlerine kaçabiliyor. Bu durumlarda gözlerde; kanlanma, sulanma, ışığa hassasiyet ve artan ovuşturma ihtiyacı oluşabiliyor.
Göze yabancı cisim kaçtığında, yabancı cismi görebiliyorsanız gözyaşı damlası damlatarak ve gözlerini yıkayarak cismin dışarı çıkmasını sağlayabilirsiniz.
Gözdeki cismi göremiyorsanız, yabancı cisim kapakların iç kısmına kaçmış veya göz yüzeyine saplanmış olabilir. Bu durumda zaman kaybetmeden bir göz doktoruna başvurmanız şart. Zira göz kapağı hareket ettikçe yabancı cisim saydam tabakayı (korneayı) çizerek gözün enfeksiyon kapmasına neden olabiliyor ve saydam tabakada lekelenme gibi kalıcı hasara yol açabiliyor.
Göze kaçan cisim değil, bir kimyasal madde ise bol miktarda gözyaşı damlası damlatın, yoksa temiz bir suyla gözü yıkadıktan sonra zaman kaybetmeden göz hekimine başvurun.
Çocukluk çağının en büyük sorunlarından biri de; delici, sivri, parlayıcı veya temizlikte kullanılan kostik maddeler nedeniyle gelişen göz travmaları oluyor. Açık havada yaptıkları sporlarda çocukların gözlerine; top, dirsek, el-tırnak gelebiliyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özgül Altıntaş “Bunlar gibi doğrudan oluşan travmalar gözün ciddi şekilde yaralanmasına, korneanın çizilmesine, retina yırtıklarına, göz içi kanamalarına ve ödemine neden olabilir” diyerek şu uyarıda bulunuyor: ”Önemsenmeyen bir darbe o an fark edilmese de, ilerleyen zamanda kalıcı körlüğe yol açabiliyor. Bu nedenle gözde travma oluştuysa zaman kaybetmeden göz hekimine başvurmalı.”
Yüzerken konjonktivite karşı yüzücü gözlüğü kullanmasını ve havuzdan çıkınca gözlerini yıkamasını sağlayın.
Tenis oynarken hem UV koruyuculuğu olan hem de darbelere dayanıklı gözlük kullanmalı.
Yakın temas halinde yapılan sporlarda koruyucu darbelere dayanıklı bir spor gözlüğü takmalı. Ancak bu gözlükler kırılmaz değildir. Dolayısıyla çok yakın sporlarda kullanmaması daha doğru olacaktır.
Yaz aylarında artan ultraviyole ışınları gözlere doğrudan zarar verebiliyor. Prof. Dr. Özgül Altıntaş, zararlı ışınların en sık, gözün beyazı üzerinde pinguequla denilen kalıcı kabarık bir tabaka oluşturduğunu belirterek, “Dışarıdan da görülen bu tabaka batma, yanma ve kızarıklık gibi şikâyetlere yol açıyor” diyor. Prof. Dr. Özgül Altıntaş uzun süre ultraviyole ışığına maruz kalmanın çocuklarda ileride erken yaşta katarakt ve retina hastalıklarıyla sonuçlanabileceğine da dikkat çekiyor.
Güneşin yeryüzüne dik olarak ulaştığı 10:00 ile 16:00 saatleri arasında ultraviyole ışınlarından olabildiğince uzak tutun.
İlk bebeklik döneminde ağaç gölgelerinde geniş siperlikli şapka kullanımı ve pusetlerin tentesinin sağladığı koruma yeterli oluyor.
2 yaşından itibaren UV koruması yüzde 100 ve solar sınıfı 2-3 düzeyinde olan gözlükler kullanmaya başlayabilir. Gözlüğün çerçevesi esnek, camı kolay kırılmayan polikarbonat materyalden ve çatlamayan özellikte olan camlardan olmalı. Büyümekte olan çocuğun yüz şekline de uygun ve hafif olmalı, burnuna baskı yapmamalı, sapı uzun olup kulağını da rahatsız etmemeli.
Kolay kırılmayan materyalden olsa da, bu gözlük camının kesinlikle kırılmayacağı anlamına gelmez. Dolayısıyla diğer çocuklarla hareketi bol olan oyunlar oynadığı zamanlarda gözlüğünü çıkartmanız daha doğru olacaktır.
Yaz ve bahar aylarında havada daha fazla bulunan toz ile polenler alerjiyi tetikleyerek gözlerde genellikle kanlanma, kaşıntı ve sulanmaya yol açıyor. Işığa karşı hassasiyet gelişiyor ve göz kapakları şişebiliyor. Gözlerini ovalama ve kaşıma gözlerde daha da artan kaşıntı ihtiyacına neden oluyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özgül Altıntaş el ve gözlere fazla temas etmenin göz enfeksiyonlarının oluşumunda önemli bir sebep olduğunu hatırlatarak, “Bu durumda viral ve bakteriyel göz enfeksiyonlarının gelişme riski artıyor. Covid-19 virüsünün göz yoluyla bulaşma ihtimali yüksek. Bu nedenle salgınla mücadele ettiğimiz bu günlerde gözlerde kaşıntısı olan tüm çocukların tedavilerinin hızla yapılması gerekiyor” diyor.
Alerjiyi önlemenin en iyi yolu, alerjiye yol açan etkeni tespit ederek ondan mümkünse olabildiğince kaçınmanız.
Dış mekanlarda havada uçan polen ve tozdan koruyabilmek için geniş siperlikli şapka, güneş gözlüğü kullanın.
Soğuk kompres uygulayarak ödem ile kaşıntı ihtiyacını azaltabilirsiniz.
Havuz kloru ve deniz tuzu gözlerde kızarıklık ya da tahrişler yapabiliyor. Bunun sonucunda göz enfeksiyonları ve alerjik konjonktivit gelişebiliyor.
Deniz veya havuzda yüzerken yüzücü gözlüklerini kullanmalı. Yine de gözüne su kaçıyor ya da gözlük takmak istemiyorsa sudan çıkınca yüzünü ve gözlerini temiz suyla yıkamayı alışkanlık haline getirin.
GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.