DOLAR 34,3748 0.02%
EURO 36,5301 -0.03%
ALTIN 2.880,880,31
BITCOIN 30058202,25%
İstanbul
14°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Talal Asad’ın son eseri yayımlandı

ABONE OL
28 Haziran 2020 14:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Seküler Çeviriler” Türkçe’de ilk kez VBKY’de

VakıfBank Kültür Yayınları “Seküler Çeviriler” isimli kitabı Türkçe’de ilk kez okurla buluşturuyor. Etkin çalışmalarıyla dünyaca tanınan antropolog Talal Asad eserinde, modern Batı düşüncesinin seküler bir dile sahip olduğunu, bu nedenle inançların, etik ve politik görüşlerin dilini yorumlamada zorluklar yaşadığını söylüyor.

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY) dünyaca ünlü antropolog Talal Asad’ın son eseri “Seküler Çeviriler: Ulus-Devlet Modern Benlik Ve Hesapçı Akıl”ı yayımlıyor. Türkçe çevirisi Ferit Burak Aydar tarafından yapılan kitapta Asad, modern Batı medeniyetinin geliştirdiği seküler dilin, yüzyıllarca önce ortaya çıkan inançların ve görüşlerin dilini yorumlamadaki hataları ve başarılarına dikkat çekiyor.

Kitabında devletler ve kapitalizmin dilinin olmayacağına dikkat çeken Asad, incelemesini sürdürürken Ludwig Wittgenstein, Walter Benjamin, Jakobson, Gramsci ve Descartes gibi önemli düşünürlerin görüşlerine atıfta bulunuyor.

Sekülarizm, İslam, Hıristiyanlık…

1932’de Suudi Arabistan’da dünyaya gelen Talal Asad, 1968’de Oxford Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. Özellikle sekülarizm, İslam, Hıristiyanlık ve gelenek tartışmaları gibi alanlarda gerçekleştirdiği akademik çalışmalarıyla bilinen Asad’a göre; insanın nereden geldiği ve kolektif yaşamının bizlere ne yaptığı tam olarak belirlenemediği müddetçe, kendimizi soyutlayıp onun dayattığı davranış ve düşünce sınırlarının ötesine geçemeyiz… Asad, son kitabı “Seküler Çeviriler” için ise şu satırları kaydediyor: “Kaç zamandır üzerine düşünmeye çalıştığım bir konu olan sekülerliğin doğası hakkında, birbiriyle bağlantılı üç deneme biçiminde sunulmuş bir araştırma, bir keşif çabasıdır.”

Karşıtlıklarla inceleniyor

Kitabında, sekülarizmi anlamanın en iyi yolunun dolaylı yaklaşım olduğunu söyleyen Asad, “Düz bir çizgi, şeyleri araştırıp keşfetmenin her zaman en yararlı yolu değildir, zira bu çizgi, sadece uç noktasının bilindiğini değil, başlangıç noktasından bitiş noktasına kadar en kısa yolun da her zaman en iyisi olduğunu varsayar. Bu nedenle, elinizdeki kitapta, sekülarizmin liberal demokratik devletlerin bağlı olduğu varsayılan soyut bir eşitlik ve özgürlük ilkesinden ibaret olmayıp, ancak yakınlıkları ve çakışmaları dışlayarak karşıtlıklar yaratan birtakım duyarlılıklar (hissetme, düşünme ve konuşma tarzları) da olduğunu tanıyarak açık, spekülatif bir tarzda ilerlemeye çalıştım. Belki de en önemli duyarlılık, insanın ‘hakikat’e doğrudan erişim imkânı olduğu inancıdır” diyor.

Eşitliğin bazı muğlaklıkları var

Kitabının ilk bölümde, liberal devlet ve toplumda ‘eşitlik’ olarak tercüme edilen ve bir politik ideoloji olarak sekülarizm için can alıcı olan terimin bazı anlaşılması güç ifadelerini yorumladığını belirten Asad, liberal eşitliğin Hıristiyanlığın ilk döneminden miras kaldığı iddiasını, dinden dinsizliğe çeviri hakkındaki bazı fikirleri odağa alarak inceliyor. Asad, kitabının ikinci bölümünde, çevrilemezlik sorununu değerlendiriyor ve bireylerin duygu, düşünce ve davranışlarını eyleme geçiren gelenek ve ritüel yoluyla, bazı antropologların verdiği isimle bilinçli çevirinin bazı yönlerini tahlil ettiğini ifade ediyor. Asad şöyle devam ediyor: “Bu çevirinin gerçek bir şahsi benlik ile toplumsal açıdan bariz bir benlik arasındaki ayrıma dayanmadığında ısrar ediyorum ve bu çeviri türünü, sayılara çeviriyle kıyaslayıp karşıtlığını gösteriyorum. Üçüncü bölümde, ahlaki/siyasi bir kavram olarak biricik, kendi kendini yöneten aracının (özsel benlik denen şeyin), ‘gerçek’ benliğin kamusal alandaki sunumuyla ilişkisinde niyetlerini okumak konusunda hangi açılardan kesinsizlikler oluşturduğunu ve istatistiki hesaplamanın, nasıl olup da toplumsal gerçekliğin nesnel bir çevirisi ve gelecekteki problemleri çözüp geçmişten miras kalan engelleri kaldırmanın akli bir aracı olarak görülmeye başlandığını irdeliyorum.”

“Amacım suçlamak değil”

Asad’ın kitabının odağında çeviri fikri yer alıyor. Asad, “Çünkü her ne kadar ‘çeviri’nin anlamı, her bir etkileşim ve eylem örneğinde aynı olmasa da geleceğe dair kesinsizliklerin yanı sıra fikirlerin geçmişten aktarımı ve bedenselleşmiş pratiklerin mirası da, karşılıklı anlayış ve etkileşim için elbette temel niteliktedir… Fakat benim derdim, kimin suçlanması gerektiğini (modernlik mi, Avrupa medeniyeti mi, insanlık mı) saptamak değil, bizi felakete götürebilecek olan dilleri ve yaşam biçimlerini saptamanın bariz bir ihtiyaç olduğunu vurgulamaktır” diyor.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

SON DAKİKA HABERLERİ

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.