Federal Rezerv yetkilileri tarafından en yakından izlenen bir enflasyon ölçüsü Nisan ayında yükseldi ve inatçı fiyat artışlarını azaltmak için faiz oranlarını tekrar yükseltip yükseltmeme konusunu tartışan ekonomi politika yapıcılarının önündeki zorlu yolu yansıtıyor.

Kişisel Tüketim Harcamaları endeksi yüzde 4,4 arttı bir yıl öncesinden Nisan ayında. Bu, fiyatların yıllık bazda yüzde 4,2 arttığı Mart ayına göre hafif bir artıştı. Yine de fiyatlar, endeksin yıllık bazda yüzde 5,1 arttığı Şubat ayındaki kadar hızlı tırmanmıyor.

Değişken gıda ve enerji fiyatlarını çıkararak enflasyonun altında yatan eğilimleri ölçmeye çalışan bir “temel” önlem, Mart ayındaki yüzde 4,6’dan biraz artarak Nisan ayına kadar yıl içinde yüzde 4,7 arttı.

Çekirdek ölçü, Mart ayındaki yüzde 0,3’ten Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 0,4 arttı. Bu, bazı analistlerin beklediğinden biraz daha hızlıydı. Çekirdek enflasyon, yılın başlarında daha hızlı bir şekilde artıyordu ve Ocak ayında yüzde 0,6 yükseldi.

Veriler, önceki aylara kıyasla fiyat artışlarındaki son ılımlılığı yansıtıyor, ancak aynı zamanda enflasyonun ne kadar inatçı olduğunun da altını çiziyor. Bu, geçen yıl ekonomiyi soğutmak ve fiyat artışını yavaşlatmak için faiz oranlarını artırmaya başlayan Fed yetkililerinin önündeki yolu zorlaştırabilir.

Fed, bu ayın başlarında faiz oranlarını çeyrek puan artırarak geçen yıldan bu yana üst üste 10. kez artırdı. Politika yapıcılar, 13-14 Haziran tarihlerinde yapacakları bir sonraki toplantıda yeni bir artışı erteleyebileceklerini ima ettiler. Fed’in son toplantısının tutanakları, yetkililerin bir sonraki hamleleri konusunda ikiye bölündüğünü ve birçoğunun ara vermeye yöneldiğini gösterdi.

Tutanaklarda, “Birkaç katılımcı, ekonomi mevcut görünümleri doğrultusunda gelişirse, bu toplantıdan sonra daha fazla politika sıkılaştırmasının gerekli olmayabileceğini belirtti” denildi.

Yine de merkez bankası yetkilileri, enflasyon, işgücü piyasası ve son banka iflaslarından kaynaklanan sıkılaşan kredi koşulları hakkında gelecek verileri izlemeye devam edeceklerini yineleyerek gelecek ay başka bir oran artışına kapıyı açık tuttu.

Fed için büyük bir joker kart, borç tavanı üzerindeki hilekârlıktır. Beyaz Saray ve Cumhuriyetçiler, ABD’nin tüm faturalarını zamanında ödemek için nakit parasının bitebileceği 1 Haziran’dan önce borçlanma tavanını yükseltmek için bir anlaşmaya varmaya çalışıyorlar. ABD borcunda temerrüde düşmekten kaçınmak için borç limitinin zamanında yükseltilmemesi, ekonomiyi büyük ihtimalle bir çıkmaza sokacaktır.

O toplantının tutanaklarına göre, politika yapıcılar Mayıs ayında bu olasılığı tartıştı ve birçok yetkili, ekonomiye ciddi zarar verme ve finansal piyasaları sarsma riskinden kaçınmak için “borç limitinin zamanında yükseltilmesinin elzem” olduğunu söyledi.

Federal Rezerv başkanı Christopher Waller Çarşamba günü yaptığı bir konuşmada, Haziran ayında başka bir oran artışının garanti edilebileceğini, ancak bunu söylemek için çok erken olduğunu söyledi.

Waller, “Haziran toplantısında artış mı yoksa atlama mı yapacağımız, verilerin önümüzdeki üç hafta boyunca nasıl geleceğine bağlı olacak” dedi.

Fed yetkilileri son aylarda enflasyonun düştüğünü belirtseler de bunu “kabul edilemez derecede yüksek” ve merkez bankasının yüzde 2 hedefinin çok uzağında olarak nitelendirdiler.

Son zamanlarda açık iş sayısı düştüğü için işgücü piyasasında bir miktar soğumayı da kabul ettiler. Ancak Fed yetkilileri, işgücü piyasası koşullarının hala çok sıcak olduğunu söyleyerek, sağlam aylık istihdam artışlarına, istikrarlı ücret artışına ve tarihi düşük seviyelere yakın bir işsizlik oranına işaret ediyor.

Politika yapıcılar defalarca enflasyonu normal bir seviyeye getirmek için işgücü piyasasının yumuşaması gerektiğini söylediler. Yetkililer, başlangıçta ücret artışlarının fiyat artışlarında sıçramaya neden olmadığını kabul ediyor, ancak hızla artan ücret artışlarının enflasyonu kontrol altına almayı zorlaştıracağından endişe ediyorlar.

Waller, “Enflasyonla mücadelemize yardımcı olacak gevşeyen bir işgücü piyasası, durgunluk veya büyük iş kayıpları anlamına gelmek zorunda değil” dedi. Ancak enflasyon oranındaki baskıyı azaltmak için gördüğümüzden daha fazla gevşeme görmemiz gerekiyor” dedi.