DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 20699821,19%
İstanbul
14°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Özel Haber… Terörün ağır faturası: 40 binden fazla can, yüz milyarlarca dolar zarar
  • Akyazi Son Haber
  • Gündem
  • Özel Haber… Terörün ağır faturası: 40 binden fazla can, yüz milyarlarca dolar zarar

Özel Haber… Terörün ağır faturası: 40 binden fazla can, yüz milyarlarca dolar zarar

ABONE OL
13 Şubat 2021 19:34
Özel Haber… Terörün ağır faturası: 40 binden fazla can, yüz milyarlarca dolar zarar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Terör örgütünün temelleri 1973 yılında atıldı. 5 yıl boyunca Türkiye’nin o istikrarsız döneminde, adım adım örgütlenme aşaması tamamlandı.

1978 yılında Diyarbakır’ın Fis köyünde kurulan terör örgütü PKK, 12 Eylül 1980 darbesiyle kendine yeni alan buldu. Türk Solu darbe sonrası yasaklarla siyasetten dışlanırken, teröre başvuran PKK’nın önü bir anda açıldı. Özellikle 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevindeki şiddet, işkenceler ve insanlık dışı uygulamaların hikayeleri, PKK’nın örgüte insan devşirmesi açısından önemli mihenk taşıydı.

TERÖR ÖRGÜTÜ BÜYÜYORDU, AMA KÜRTLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ NASIL ARTTIRILACAKTI?

Terör örgütünün aslında ilk saldırıları 1984 öncesindeydi. Öncelikli hedef sağduyulu Kürt dernek ve sivil toplum temsilcileriydi. 1984 yılına kadar 250 ’ye yakın şiddetten uzak Kürt kanaat önderi, PKK’lı teröristlerce öldürüldü.

Aynı dönemde, PKK’nın faaliyetlerinin güvenlik güçleri tarafından deşifre edilmesiyle teröristler, Suriye üzerinden lübnan’a geçerek Bekaa Vadisi’ne yerleşti. Kamplarda terör eğitimi veriliyordu. Devlete yönelik saldırılar ise bir yaz günü başladı. Teröristler 15 Ağustos 1984 akşamı Hakkâri ’nin Şemdinli ile Siirt ’in Eruh ilçelerinde eşzamanlı baskın yaptı. 2 askerin şehit olduğu, 9 asker ile 3 sivilin yaralandığı saldırının ardından terör örgütü saldırılarını neredeyse hiç durdurmadı.

Terör örgütü, en büyük katliamlarını Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sivil halka yönelik gerçekleştirdi.

Hedef bölge halkının örgüte, PKK’ya, boyun eğmesini sağlamaktı.

Terör örgütü 1990’a kadarki süreçte yerleşim yerlerine ve güvenlik noktalarına baskınlar düzenledi. Hedefte güvenlik güçlerinin yanısıra, çocuk ve kadınların da aralarında bulunduğu çok sayıda sivil vardı.

Özellikle yaz ve sonbahar ayları terör saldırılarının doruğa eriştiği dönemlerdi. Halk terör örgütünün kanlı saldırılarının hedefi oldu.

Terör örgütü mensupları, 20 Haziran 1987 ’de Mardin ’in Ömerli ilçesine bağlı Pınarcık köyünü bastı. 16 ’sı çocuk, 6 ’sı kadın, 8 ’i erkek toplam 30 kişiyi katletti. Yaklaşık 18 gün sonra hedef Mardin’in Midyat ilçesindeki iki köydü. 8 Temmuz 1987’deki saldırıda Yuvalı ’da aynı aileden 7 ’si çocuk 2 ’si kadın 9 sivil öldürüldü. Peçenek köyünde ise 16 sivil teröristler tarafından kurşuna dizildi.

Tarih 21 Eylül 1987’yi gösterdiğinde, Şırnak ’ın Güneyce köyü Çiftekavak mezrasını teröristler bastı. 2 ’si hamile 5 kadın, 4 ’ü çocuk 11 sivil vatandaşı öldürüldü.

Takvimler 1988’i gösterdiğinde can kayıpları yüksek ve yine siviller hedefti. 9 Mayıs’ta Mardin Nusaybin’de Behmenin mezrasında aynı aileden 8 ’i çocuk, 2 ’si kadın, 1 ’i erkek 11 kişi teröristlerce öldürüldü.

KANLI TERÖR SALDIRILARI TÜM GÜNEYDOĞUYU SARMIŞTI

24 Kasım 1989’da Hakkâri ’nin Yüksekova ilçesi İkiyaka köyünde 5 ’i çocuk 28 sivil teröristlerce katledildi.

1990’lara gelindiğinde Güneydoğu’da şiddet durmadı. Teröristlerin sivillere saldırısı devam etti. 10 Haziran 1990’da Şırnak ’ın Güçlükonak ilçesine bağlı Çevrimli köyü yine saldırıların hedefiydi. 11 ’i çocuk, 7 ’si kadın, 9 ’u erkek 27 sivil öldürüldü.

Terör genişlemeye çalışıyordu. Sadece Irak sınırı değil, Türkiye’nin iç bölgelerinde de etkili olma hedefindeydi.

14 Temmuz 1991’de ise terör kanlı yüzünü bir kez daha gösterdi. Kahramanmaraş ’ta iki köyü basan PKK ’lılar, 9 sivili yakarak vahşice öldürdü.

11 Haziran 1992’de ise Bitlis ’in Tatvan ilçesinde minibüsten indirilen 13 sivil kurşuna dizilerek öldürüldü. Sadece 11 gün sonra da Batman’ın Gercüş ilçesinde bağlı Seki köyünde 8 ’i çocuk, 2 ’si kadın olmak üzere 10 sivil katledildi.

Başbağlar katliamı ise PKK’nın kirli tarihinde en bilinen katliamlardan biri oldu. Koordineli, soğuk kanlı bir katliam yapıldı. Yüze yakın terörist oradaydı. PKK’lı teröristler, 5 Temmuz 1993’te Erzincan’ın Başbağlar köyüne baskın düzenledi. 33 kişi kurşuna dizildi, köy ateşe verildi.

Özellikle, 21 Ekim 1993’teki Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Derince köyündeki okul baskınında yaşananlar hafızalardan silinmedi. Okul bahçesinde siviller kurşuna dizildi. Öldürülen siviller arasında 13 çocuk da vardı. Onlardan biri 3 yaşındaki Serkan’dı.

Gün gün terör katliamları yapılıyor. Türkiye karanlık dönemlerinden birini yaşıyordu.

Karanlık 1990’lar böyle yaşanıyordu. 90’ların sonunda örgüte büyük bir darbe indirilecekti ama terörün sonu gelmeyecekti.

Tarihler, 1998’i gösteriyordu. Türkiye o yıl, 20 yıldır PKK terör örgütü ile dağda mücadele ediyordu. Ancak terörün kökü dışarıda, terör örgütünün lideri Suriye’deydi. Eylül 1998’de Milli Güvenlik Kurulu toplandı. Öcalan’ı yakalamak için kararlı adımlar atılmaya başlandı. Öcalan, Suriye’den istenecekti.

16 Eylül’de Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş’in Suriye sınırındaki açıklaması, ne pahasına olursa olsun, Türkiye’nin Öcalan’ı yakalayacağının habercisiydi.

Bu çağrının ardından yaklaşık 3 ay süren insan avı sonuç verdi. 15 Şubat 1999’da yakalanan Öcalan, İmralı adasına götürüldü.

Terör örgütü lideri yakalandı ama terör bitecek miydi? Bitmedi. 2000’li yıllar başındaki kısa – durağan dönem sonrası terör saldırıları yine başgöstermeye başladı.

3 Ocak 2008’de yine siviller hedefti. Teröristlerce askeri servis aracına yönelik bombalı saldırıda 6’sı dershane öğrencisi 7 kişinin yaşamını yitirmesi hafızalarda yer etti. 7 eve ateş düşüren hain saldırıda 73 kişi de yaralandı.

PKK’lı teröristler, 20 Eylül 2011’de ise 6 genç kızı hedef aldı. Otomobille gezen gençlere teröristler ateş açtı. Genç kızlardan 4’ü hayatını kaybetti, 2’si yaralandı. 26 Eylül 2011’de Batman’daki saldırı ise, bir aileye yönelikti. Kanlı saldırıda 4 çocuk annesi ve 8 aylık hamile kadın ile 4 yaşındaki kızı öldürüldü.

30 Ağustos 2015’te Diyarbakır- Silvan’da ise, sebze almak için evden çıkan 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi yola döşenen bombanın patlatılması sonrası hayata gözlerini yumdu.

Terörden medet uman PKK’lılar, devlet görevlilerini de hedef aldı. 10 Kasım 2016’da Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk makam odasına konulan bombanın patlatılması sonrası şehit oldu.

SİYASETÇİLER DE HEDEFTEYDİ

9 Mart 2017’de Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde AK Parti Esendere Belde Başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi Murat Ayhan, teröristlerin silahlı saldırısı sonucu yaralandı. Murat Ayhan, tedavi gördüğü hastanede müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Teröristler, 12 Mayıs 2017’de 15 ton patlayıcı yükledikleri kamyonu Diyarbakır’ın Dürümlü mezrasında infilak ettirdi. 16 kişi yaşamını yitirdi, 23 kişi yaralandı. Saldırı 36 çocuğun yetim, 8 kadının da dul kalmasına neden oldu.

TERÖRİSTLERİN HEDEFİNDE ÖĞRETMENLER DE VARDI

9 Haziran 2017’de Batman Kozluk’ta, 22 yaşındaki Şenay Aybüke Yalçın teröristlerce öldürüldü.

Şanlıurfa Siverek’te ise, tarihler 16 Haziran 2017’yi gösterdiğinde yeni bir öğretmen katliamı yaşandı. Sınıf öğretmen Necmettin Yılmaz önce kaçırıldı, ardından şehit edildi. Şehit öğretmenin naaşına yaklaşık 1 ay sonra ulaşılabildi.

Terör Suriye krizi sonrası Türkiye’nin güvenliğini daha da fazla tehdit etmeye başladı. DEAŞ da devredeydi. Ankara Gar Saldırısı, Kayseri’deki bombalı araçlı intihar saldırısı, Beşiktaş’taki terör eylemi, Reina baskını o dönemde yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

O dönemde Türkiye kanlı senaryonun hedefiydi. En kanlı olaylar, Kobani bahanesiyle yaşandı. Barikatlar kuruldu, yollar kesildi, sokaklarda yükselen tansiyon 37 kişinin ölümüne, milyonlarca liralık hasara neden oldu. DEAŞ’ın saldırılarını bahane edenler 35 kenti yakıp yıktı. Arkalarında bıraktıkları ise enkaz oldu.

PKK’nın sözde yöneticileri ve HDP’li isimlerin yaptığı “Sokağa çıkma çağrısı” yankı bulmuş,
Bu çağrı sonu ölümlere varacak bir şiddeti doğurdu. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sokağa çıkan gruplar önlerine geleni yakıp yıktı. Göstericiler okullara, bankalara, zarar verdi.

Eylemlerde, hem güvenlik güçleriyle göstericiler hem de bazı yerlerde göstericilerle, onlara karşı çıkanlar arasında çatışmalar yaşandı.

Şiddet olaylarında 2 polis şehit oldu, 35 kişi hayatını kaybetti. 435’i sivil, 326’sı güvenlik görevlisi 761 kişi yaralandı.

Hayatını kaybedenler arasında Diyarbakır’da ihtiyaç sahiplerine Kurban Bayramı’nda et dağıtan 16 yaşındaki Yasin Börü ve üç arkadaşı da vardı. 4 genç bir grubun saldırısına uğradı.

DEAŞ üyesi oldukları iddiasıyla binadan atılan gençlerin cenazelerine bile işkence yapıldı, vahşice katledildiler.

Olayların ardından 1600’ü aşkın şüpheli hakkında soruşturma başlatılırken gözaltına alınan 894 şüpheliden 386’sı tutuklandı, 244’ü hakkında adli kontrol kararı verildi.

Azmettirici olan, terör örgütü PKK/KCK’nın elebaşları ile bazı hakkında da soruşturma başlatıldı.
Eylemcilerin açtığı yara yine devlet eliyle kapatıldı. Yurt genelinde oluşan 300 milyon liranın üzerinde hasar, devlet tarafından yapılan ödenek ile sağlandı. Vatandaşın da esnafın da zararı giderildi.

Terör dalgasının bir sonraki ayağı Güneydoğu’da PKK’nın giriştiği bölgesel hakimiyet çalışmaları sonrası oldu. Türkiye o saldırılara hendek operasyonuyla karşılık verdi.

Aynı dönemde, Türkiye Suriye’de terör bölgesi için operasyonlar yapıyordu.

YPG/PYD ’nin terör koridoru oluşturma çabası ise Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonu ile engellendi. Aynı anda, terör örgütü PKK, Suriye ’den önce yurt içinde ‘Sözde özerk bölge ’ planlarını hayata geçirmeye çalışıyordu.

2015 yılının Eylül ayında Diyarbakır ’ın Sur ilçesinde terör örgütü PKK mensupları ilk çukurları kazmaya başladı. Çukurların kazılma amacı çatışma ortamını şehirlere ve merkez ilçelere taşımaktı.HEndeklerin kazılması ve barikatların oluşturulmasında ise HDP ’li belediyelere ait iş makineleri kullanılıyordu.

Önce Diyarbakır Sur’da adım adım operasyon yapıldı. Ev ev girildi, teröristler sivilleri kendilerine siper olarak kullandı. Güvenlik güçleri, zor şartlara rağmen görevdeydi.

Diyarbakır ’ın Sur ilçesindeki operasyon 103 gün sürdü. Operasyonlarda 72 güvenlik görevlisi şehit oldu, 279 PKK ’lı terörist etkisiz hale getirildi. Silopi ’deki operasyonlar ise 37 gün boyunca devam etti. 1 güvenlik görevlisi şehit olurken 145 terörist etkisiz hale getirildi. İlçede 518 barikat kaldırıldı, 300 ’e yakın çukur kapatıldı. Silopi ilçesinden 20 bin vatandaş göç etmek zorunda kaldı.

Cizre ’de de operasyonlar 78 gün sürdü. İlçede 25 güvenlik görevlisi şehit olurken 675 terörist etkisiz hale getirildi. Yaşanan olaylar nedeniyle 60 bine yakın vatandaş evlerini terk etmek zorunda kaldı. İlçede düzenlenen operasyonlarda yaklaşık 100 çukur kapatıldı, barikat kaldırıldı. Terör örgütü ilçede yüzlerce okulu yakarken operasyon süresince binlerce ev de tahrip oldu.

Suriye’deki krizle güçlenen teröristler, Türkiye içinde ilk kez alan hakimiyeti kurmak istedi.

Türkiye Hendek Operasyonları sonrası 15 Temmuz darbe girişimiyle büyük bir sarsıntıya uğramış olsa da terörle mücadelede kararlılık gösterdi. 15 Temmuz 2016 sonrası başlayan operasyonlar devam etti. Suriye’deki terör koridoru yok edildi.

Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı. Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye kaynaklı tehdide bu operasyonlarla karşılık verdi. Suriye kaynaklı terör Türkiye ’de kanlı saldırılara neden oluyordu. Türkiye ’nin güneyinde oluşturulmaya çalışılan terör kuşağı operasyonlarla yok edildi. Türkiye, Suriye ’de hem teröre karşı hem de terör sonrası zorunlu göçle mücadele etti.

Operasyonlarda binlerce terörist etkisiz hale getirildi. Yüzlerce şehit verildi. Ama Suriye’deki durum kısmi de olsa kontrol altına alındı. Şimdi artık, hem Irak hem de Suriye’deki operasyonlarla Türkiye terörü kendi sınırından uzaklaştırma aşamasında.

Şimdi artık PKK eski insan gücünü de kaybetmiş durumda. Örgüte katılım çok düşük düzeyde. Halk bölgede PKK’nın taleplerini yerine getirmiyor. Örgütün içeriden desteği azalınca eylem kabilyeti de düşüyor.

Uzmanlara göre, PKK Türkiye’ye en az yılda iki milyar dolar kaybettirdi. 35-40 yıla baktığımızda rakamlar 80 milyar dolara yaklaşıyor. Yatırım çarpanıyla zarar yüzmilyarlarca dolar.

Uzmanlar, özellikle PKK tarafından çöküntüye uğrasa da çözüm sürecinin bölge halkını etkilediği görüşünde…

Bölge,, doğalgaz petrol boru hatları açısından lojistik açıdan önemli kavşak noktasında… Hem de imalat sanayii için Doğu ve Güneydoğu önemli.

Bölgede işsizlik yeni yatırımlarla bir anda yok edilebilir.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

SON DAKİKA HABERLERİ

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.